Hakkımda

Fotoğrafım
Bursa, Türkiye
1974 yılında Bursa’da doğdum. Lise öğrenimimi Bursa Erkek Lisesi’nde tamamladım. 1998 yılında Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldum. Aynı yıl Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yüksek Lisans programına; 1999 yılında Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü Üretim Yönetimi - Pazarlama Anabilim Dalı’nda asistan olarak göreve başladım. 2001 yılında “Kişisel Bilgisayar Üretiminde Tedarik zinciri Yönetimi” isimli tezi ile master, 2008 itibariyle de “Entegre Lojistik Yönetiminde Karar Destek Sistemleri” isimli tez ile doktora derecesi aldım. Tedarik zinciri yönetimi, askeri stratejilerin işletme stratejilerine uyarlanması, üretim pazarlama arayüzü ve KOBİ’ler ile ilgili konularda yurt içi ve yurt dışı tebliğlerim bulunmaktadır.

5 Aralık 2009 Cumartesi

Yalnızlık Üzerine

Kanımca en yalnız insan en anlaşılmamış insandır. Fikirleri, görüşleri ve değerleri kavranamayan ve paylaşılamayan insanlar yalnızdır. Bu yalnızlıkların en acısıdır çünkü kitlenin içersinde masmavi kalıverir ademoğlu.

Kavranamamazlık dehanın bir ürünü de olabilir karmaşıklığında. Bazı insanların uzgörüsü öylesine gelişkindir ki normal bir bakış açısı o uzgörüyü zamanın şimdiki diliminde yakalayamaz dolayısıyla bu nedenle kişi kavranamaz. Bazı insanların da düşünsel ağı o denli tabii o denli pürdür ki doğal yaşamını binlerce yıl önce bırakmış insanoğlu unuttuğu sadeliğin karmaşıklığı aşıp fikir ve görüşlerin temelini göremez ve kişi kavranamaz.


Paylaşımsızlık ise daha normatiftir. Kıskançlıktan inatçılığa hatta bireysel çıkarlara kadar onlarca insani sebep paylaşımsızlık zemini hazırlar. Normal bir akli dengeye sahip, sağlıklı her bireyin kendine göre görüş ve fikirleri olması ve bunları yayması olağandır ve bu istenir. Lakin paylaşımsızlık ile yalnız bırakılan kişiler, genellikle normlara aykırı düşünürler. Tabulaşan düşünme sistemlerini terk eder, kendi mantık zincirlerini kurarlar. Bazen bunu düşünememiş olmanın hasetliğinden bazen de kendine düstur edindiği mantık silsilesine mantıkla değil inatla yapışmanın neticesinde, marjinal düşünce sistemleri ve sahipleri paylaşımsızlık yoluyla yalnızlığa itilir.

Kavranamazlık ve paylaşılamazlık dışında yalnızlık yoktur. Aşk sözcükleri fısıldanamayan, sevgiyle dokunulamayan birinin varlığının yokluğu yalnızlık değil çoğunlukla tercih veya geçmişteki hatalı tercihlerdir. Hemen her türlü bedeni tekliği aşmak için kapital kullanılabilir. Bu nedenle bu yalnızlık değil yanılsama veya kavram karmaşasıdır. Kavranamamayı veya paylaşamamayı, kapital ile aşmak henüz mümkün değildir. Kavranamazlık ve paylaşılmazlığı aşmak için ancak kavrayan ve/veya paylaşan kitlesel bir güce ihtiyaç duyarsınız ki bu da zaten yalnızlık değildir.

Özetle, yalnızlık bedeni teklik değildir. Arkadaş tanımına oturan birilerinin varlığı sizi anlayan birilerinin varlığına delalettir. Bu da size, düşünce, değer ve fikirlerinize bir bütün olarak sevgi ve saygı gösteren kişiler olduğunu ve yalnız olmadığınızı gösterir. Bedeni teklikler ise kapitalle aşılabilen basit bir sorundur. Alım gücü, karşı cinse yönelik seçim yelpazesini genişleyecektir lakin kişiyi daha anlaşılır kılmaz, kişiyi anlayanları arttırmaz.

Hiç yorum yok: